Tải bản đầy đủ (.pdf) (13 trang)

9 SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI ŞIIR ÜNITESI DERS NOTLARI PDF

Bạn đang xem bản rút gọn của tài liệu. Xem và tải ngay bản đầy đủ của tài liệu tại đây (1.6 MB, 13 trang )

<span class="text_page_counter">Trang 1</span><div class="page_container" data-page="1">

<b>9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Şiir Ünitesi Ders Notları PDF-- derskonum.com </b>

PDF -ÜNİTE İÇERİĞİ 1. <b>Şiir Nedir? </b>

2. <b>iirin Yaps (Nazm birimi- biỗimi-tỹrỹ, sửyleyici, mahlas,taprma) </b>

3. <b>iirin Ahenk Unsurlar (vurgu,tonlama, ửlỗỹ, durak, kafiye, redif, nakarat,) </b>

4. <b>Manzume Nedir ? Şiir ile karşılaştırılması </b>

5. <b>Şiir türleri (lirik, epik, satirik, didaktik, pastoral, dramatik şiir) </b>

6. <b>Edebi sanatlar (söz sanatları) </b>

7. <b>Şiirde İmge (İmge-Sapma) </b><small>Kaynak:derskonum.com Hazırlayan: Mustafa Şahin Edebiyat</small>

<b>1-Şiir Nedir? </b>

Dilin, anlam, ses ve ritim ửgelerini belli bir dỹzen iỗinde kullanarak bir duyguyu, düşünceyi kendine özgü bir duyuşla

<b>ifade etme sanatına şiir denir. Başka bir tanım yapılırsa şiir, ritme ve imgeye dayanan, kendine özgü dili ve söyleyiş </b>

özelliğiyle, estetik etkilenmelerle yaratıcı bir sửz sanat.

<b>2-iirin Yaps (Nazm birimi- biỗimi-tỹrỹ, sửyleyici, mahlas,taprma) </b>

<b>A-Nazım Birimi: Şiiri oluşturan dize kümelerine nazım birimi denir. Nazım birimi dikkate alınarak nazım şekilleri </b>

belirlenir.

<i><b>I-) Dize (mısra): Şiirde en kỹỗỹk nazm birimidir. iirde yer alan her bir satra dize ya da mısra denir. </b></i>

*Bir şiire bağlı olmayan ve başlı başına bir anlamı olan dizelere de mısra-ı azade denir. (bağımsız dize) Muallim Naci'nin "Müdhikat-ı dehre ben ölsem de tasvirim gỹler"

*Yetkinlii, salam yaps, ửzlỹ ve ỗarpc anlatmyla dikkat ỗeken, her zaman kolayca anmsanabilen dizelere msra- berceste, Örnek: "Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı"

<i><b>II-) Beyit: Ayn ửlỗỹyle sửylenmi aralarnda anlam bỹtỹnlỹỹ bulunan iki dizeye beyit (ikilik) denir. III-) Dörtlük: Dört dizeden oluşan nazım birimidir. </b></i>

<i><b>IV-) Bent: iiri oluturan ỹỗer, dửrder, beer, altar ve daha fazla dizelik kümelerdir. </b></i>

<b>NAZIM BİRİMİ ÖRNEKLİ UYGULAMA </b>

<i><b>I-) Dize (mısra): " Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;" II-) Beyit: </b></i> Ak derdiyle hoem el ỗek ilõcumdan tabib

Klma dermân kim helâkim zehri dermânundadır. (Fuzuli)

<i><b>III-) Dörtlük: </b></i> Aruz sizin olsun, hece bizimdir Halkn sửyledii Tỹrkỗe bizimdir Leyl sizin, eb sizin, gece bizimdir

Deildir bu mõnõ ỹỗ ada muhtaỗ (Ziya GÖKALP)

<i><b>IV-) Bent: </b></i> I- Ar ar ỗkacaksn bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak (Ahmet Haşim) II- Mona Roza siyah güller, ak güller

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak Kanadi kirik kus merhamet ister Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

Mona Roza siyah güller, ak gỹller (Sezai Karakoc)

<b>B-Nazm Biỗimleri:</b> Bir iirin nazm birimi ve kafiye ửlỗỹsỹ ửrgỹsỹyle ortaya ỗkan yapsna nazm biỗimi-ekli denir

</div><span class="text_page_counter">Trang 2</span><div class="page_container" data-page="2">

<b>C-Nazm Tỹrỹ:</b>

Bir şiirin konusuna göre isimlendirilmesine ise "nazım türü" denir.

<b>D-Şiirde Söyleyici:</b>

Şiirde konuşan, olayları yaşayan ve okur tarafından sesi duyulan, şairin ürettiği kurgusal kişilik

<b>“söyleyici” olarak adlandırılır. Söyleyici, şiirde konuşan; şairin sesini ve söyleyişini emanet ettiği kişi/varlıktır. </b>

Hikâye ve roman gibi tỹrlerde olay veya durumlar nasl bir anlatcnn bak aỗsndan aktarlyorsa şiirde de

<b>“söyleyici” aynı işlevi üstlenir. Söyleyici kavramı “şiirin öznesi”, “şiirsel ben” veya “lirik ben” olarak da adlandırılır.E-Mahlas, Tapşırma: </b>

Mahlas, *Sanatỗlarn yaptlarnda kullanmak iỗin aldklar ikinci ada mahlas denir.Mahlas, günümüzdeki kullanımıyla “takma ad”ın karşılığı sayılamaz. Çünkü mahlas; takma ad gibi belirli amaỗlarla, zaman zaman kullanlan bir ad deildir.Tersine, sanatỗnn asl ad yerine geỗmitir.

Fuzuli rindi şeydadır hemişe halka rüsvadır Sorun ki bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı (Fuzuli- Gerỗek ad: Mehmed bin Sỹleyman )

Taprma: *Taprma kendini tantma, bildirme, arz etme anlamna gelir. Sanatỗlarn eserlerinde

kullandklar takma isme halk şiirinde tapşırma, divan şiirinde mahlas denir.

Ok atılır kalesinden Hak saklasın belâsından Köroğlu’nun narasından

Her yan gümbür gümbürlenir (Köroğlu)

<b>3-Şiirin Ahenk Unsurları (vurgu,tonlama,ses tekrar,durak, ửlỗỹ, kafiye, redif, nakarat,) </b>

<b>A. Vurgu</b>

iirde sửzỹn etkisini, ahengini artırmak amacıyla bazı sözcük hece ya da ifadeleri daha baskılı ve belirgin okumaya vurgu denir. Söz, vurgu ile müzikal bir değer güzelliği kazanır.

Ưrnek:Aşağıdaki dizelerde koyu renkle gưsterilen sözcük ve heceleri vurgulayarak okduğumuzda şiirin etki gücünün arttığını gửrỹrỹz:

<i><b>Kalbim yine ỹzgỹn seni andm da derinden Geỗtim yine dỹn eski hazan bahỗelerinden </b></i>

<b>B. Tonlama </b>

iirde duygu ve dỹỹncelerin anlamna uygun olarak seslerin yỹkseltilip alỗaltlmasna tonlama denir.

<i>Bir yaz gỹnỹ geỗtik Tuna'dan kafilelerle Ak tolgal Beylerbeyi haykrd: "lerle!" </i>

Aknclar" şiirinde savaş meydanından, zafer kazanma hırsından söz edilmiştir. Şiirin ancak yüksek perdeden, coşkulu bir tonda okunmasıyla şiirdeki bu duygu ortaya ỗkarlabilir.

<b>C.Ses Tekrar </b>

Ses uyumu da (armoni) denilen ses tekrarı şiirin bütününde veya mısra, bent gibi alt birimlerinde aynı seslerin birden ỗok kullanmyla oluur.

<b>I-) Aliterasyon: Bir dize veya beyitte, ahenk oluturacak biỗimde, ayn ỹnsỹzỹn tekrarlanmasna aliterasyon denir. </b>

<i>"Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında." </i>

Bu dizelerde "k ve s" sesleri yinelenmiş ve aliterasyon örneklenmiştir.

<b>II-)Asonans: </b>

Şiirde ahengi salamak iỗin ayn ỹnlỹ seslerin tekrarlanmasna asonans denir. Genellikle aliterasyonla birlikte yapılır.

<i>“Gül, gül” dedi, bülbül güle, gül gülmedi gitti, Bülbül güle, gül bülbüle, yâr olmadı gitti. </i>

Bu dizelerde "ü" sesi yinelenmiş ve asanonsa örnek olmuş.

Not: Bir dizede hem asonan hem aliterasyon olabilir. Örneğin yukarıdaki şiirde "ü" asonansı var iken "l" aliterasyonu vardır. <small>Kaynak:derskonum.com Hazırlayan: Mustafa ahin Edebiyat</small>

</div><span class="text_page_counter">Trang 3</span><div class="page_container" data-page="3">

<b>D-L </b>

I-) Hece lỗỹsỹ: Dizelerdeki hece saysnn eitlii temeline dayanan ửlỗỹdỹr. Hece ửlỗỹsỹ, Tỹrklerin ulusal ửlỗỹsỹdỹr. Hece ửlỗỹsỹne "parmak hesab" da denir.

<b>Hece ửlỗỹsỹnde, dizelerdeki sözcüklerin gruplanışından doğan ayrım yerlerine durak denir. </b>

Ben yürürüm / yâne yâne Aşk boyadı / beni kâne Ne âkılem / ne divâne Gel gör beni / aşk neyledi

<i>4 + 4 = 8'li hece ửlỗỹsỹ </i>

Derinden derine / rmaklar akar Uzaktan uzaa / ỗoban ỗemesi

<i>6 + 5 = 11'li hece ửlỗỹsỹ </i>

<b>PRATK ZM: Hece saysn hzl bulmak iỗin </b>

dizelerdeki ünlü harfleri sayman yeterliẨ Her ünlü harf bir hece oluşturur.

S

<b>a</b>

b

<b>a</b>

h

<b>ı</b>

n / s

<b>e</b>

h

<b>e</b>

r v

<b>a</b>

kt

<b>i</b>

nd

<b>e</b>

→ 3 + 5 Bir garip / bülbül dolaşır → 3 + 5 Yananda / gỹl aỗlm 4 + 4 Ol gỹle / sỹnbỹl dolar 3 + 5

B-Aruz lỗỹsỹ:<small> iirde dizelerdeki hecelerin aỗklk kapallk </small>

(uzunluk ksalk) bakmndan deerlerinin eitliine dayanan ửlỗỹdỹr. Yani dizelerdeki hecelerin seslerine göre düzenlenmesidir.

*ưnsüzle biten heceler uzun ya da kapalı (Ố), ỹnlỹyle biten heceler ksa ya da aỗk (.) olarak çözümlenir.

*Aruz ölçüsü, Arap nazım ölçüsüdür. İslamiyet'in yayılmasından sonra ran ve Tỹrk edebiyatlarnda kullanlmtr.

C-Serbest lỗỹ:

Herhangi bir ửlỗỹye bal kalnmadan yazlan iirler serbest nazm ửrneidir.

Hecelerin aỗk veya kapalı olmasına ya da sayılarına bakmaksızın şairin özgürce yazmasıdır.

<b>E-Redif </b>

Dize sonlarında yazılışları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, yardımcı seslerin ve sözcüklerin tekrarına redif denir. Redifin bulunduğu dizelerde uyak rediften önceki kısımda yer alır. Kafiyenin bulunduğu bir dizede redif olmayabilir. Yani, kafiyenin varlığı redife bağlı deildir.

Tỹrkỗedeki yapm ve ỗekim eklerini kavramadan, ek halindeki redifleri kavramak mümkün olamayacaktır. Redifler cümle, sözcük veya ek halinde olabilir:

<i><b>Yunus bu sửzleri ỗatar Sanki ya bala katar Halka meta'ların satar </b></i>

<i>Yükü cevherdir, tuz değil </i>

Bu dizelerde, "ỗatar, katar, satar" sửzcỹklerindeki "ar" (geni zaman ỗekimi) ekleri ayn gửrevde olduu iỗin ek halinde rediftir. "at" ise tam uyaktır.

<i><b>Şerh edip râz-ı derünum ol canâ'na söylesem Pâyine yüzümü sürsem bi-bahâne söylesem </b></i>

Bu örnekte ise söylesem kelimeleri tamamen ayn anlamda olduu iỗin kelime halinde rediftir. Redifler ses-kelime-kelime grubu-mısra şeklinde olabilir.

<i>Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim </i>

</div><span class="text_page_counter">Trang 4</span><div class="page_container" data-page="4">

<b>F-KAFİYE/UYAK </b>

<i><b>I-) Yarım Uyak: Sözcük ve eklerin son hecelerinde tek ses benzerliğine dayanan uyaktr. </b></i>

<i><b>Bin yaasam bir gỹn gibi geỗecek Her fert ecel erbetinden iỗecek Halk topraktan sana bir yer aỗacak </b></i>

Makamn oradır bil melül melül

"–ecek / –acak" ekleri aynı anlam ve gửrevde olduu iỗin rediftir. Geriye kalan "ỗ" ỹnsỹzỹ ise yarım uyaktır.

<i><b>II-) Tam Uyak: İki ses benzerliğine dayanan uyak çeşididir. </b></i>

Gel bakma kimseye hor Halkı yorma, kendin yor

<i>NOT: Uzun okunan ỹnlỹler ỗift ses kabul edildiinden tam uyak olarak alınır. </i>

Ya Rab, belâ-yı aşk ile kıl aşin

<b>â</b>

beni Bir dem belâ-yı aşktan etme cỹd

<b>õ </b>

beni

<b>III-) Zengin Uyak: </b>ĩỗ ya da daha ỗok ses benzerliğine dayanan uyak türüdür.

<b>Örümcek bağlamış, yanmış ormanlar </b>

<b>Ekinsiz tarlalar, küflü harmanlar burada "lar" ayn gửrevde ve seste olduu iỗin redif ! u karl dalarn arkas gurbet </b>

<b>Garibin ỗar, hrkas gurbet </b>

<b>IV-) Tunỗ Uyak: Uyakl olan sửzcỹklerden biri, dierinin iỗerisinde aynen tekrar ediliyorsa buna tunỗ uyak denir. Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr </b>

<b>ầktm sỹrekli gurbete gezdim diyõr diyõr Arkada! Yurduma alỗaklar uratma sakn, Siper et gửvdeni, dursun bu hayõszca akn. nsan ỹỗ be damla kan, rmak ỹỗ be damla su Bir hayata ỗattk ki hayata kurmu pusu </b>

<b>V-) Cinasl Uyak: </b>Dize sonlarında yazılışları aynı, anlamları farklı olan sözcüklerin kullanılmasıyla yapılan bir uyaktr.

<b> Dửnỹlmez akamn ufkundayz vakit ỗok geỗ Bu son fasldr ey ửmrỹm, nasl geỗersen geỗ </b>

Niỗin kondun a bỹlbỹl

<b>Kapımdaki asmaya </b>

Ben yarimden ayrılmam

<b>Götürseler asmaya </b>

</div><span class="text_page_counter">Trang 5</span><div class="page_container" data-page="5">

<b>G-NAKARAT: Türkü bakımından iki bölümden oluşur. </b>

Birinci bölüm, asıl sözlerin bulunduğu bölümdür ve "bent" adını alır. İkinci bölüm ise her bendin sonunda tekrarlanan sözlerdir.

Bubölüme "bağlama" veya "kavuştak" adı verilir. Divan

Söğüdün yaprağı nârindir nârin ỗerim yanyor darm serin Zeynep'i bu hafta ettiler gelin

<i> Zeynebim Zeynebim anl Zeynebim ĩỗ kửyỹn iỗinde anl Zeynebim </i>

Zeynep bu gỹzellik var m soyunda Elvan elvan güller kokar koynunda Arife gününde bayram ayında

<i> Zeynebim Zeynebim anl Zeynebim ĩỗ kửyỹn iỗinde anl Zeynebim </i>

<b>4-</b>

<b>Manzume Nedir ? iir ile karşılaştırılması </b>

Edebi eserlerin, nazım (şiir) ve nesir (düz yazı) olmak ỹzere iki temel ifade biỗimi vardr. Nazm biỗiminde oluturulmu

<b>eserlere manzum eser, nesir yoluyla oluşturulmuş eserlere ise mensur eser denir. </b>

*Bir şiir düz yazıyla oluşturulmuş edebi eserlerde görülen olay örgüsü, kişi, zaman ve mekân unsurlarıyla meydana

<b>getirilmişse buna manzume denir.* </b>

<b>Not: Manzume eski dilde şiir anlamında kullanıldığını unutmayınız. Manzum hikâyelerin genel ưzellikleri şunlardır: </b>

• Hikâyede bulunan bütün ưzellikler (olay, yer, zaman, kişiler) manzum hikâyede de bulunur.

• Toplumu ilgilendiren konular ve olaylar ilenir.

ã Daha ỗok ders veren, eitici, ửretici, etkileyici konular seỗilir. ã ệlỗỹ ve uyaa dikkat edilir.

• Anlam, alttaki dizelerde de devam eder. • Karşılıklı konuşmalara yer verilir. • Dizelerin uzunlukları aynı olmayabilir.

• Manzum hikâyelerde şairler ya bir olayı anlatırlar ya da öğüt vermek amacını güderler.

• Manzum hikâyeler genellikle bir çevre tasviriyle başlar, o çevrenin

kişileri tanıtılır. Sonra olay anlatlr. Amaỗ okura bu bửlỹmde ders vermektir. Bir hikõye gibi sonlandrlr.

ã Giri, gelime ve sonuỗ bửlỹmleri hikõye ile benzer ưzellikler gưsterir.

• Manzum hikâyeler dưrtlük, beyit, bent şeklinde de yazılabilir. • En büyük iki temsilcisi Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy'dur.

<small>Kaynak:derskonum.com Hazırlayan: Mustafa Şahin Edebiyat</small>

<b>ÖKSÜZ </b>

Her gün mektebe gelirken Kulỹbesinin ửnỹnden Geỗtiiniz fakir kadn Pek hastadr, belki yarın Çocuğu ưksüz kalacak; Bilmem onu kim alacak? Onlar iỗin

Dua edin!"

Bugỹn derste hocaefendi Bize bunları sưyledi. Kuzum anne, Ưksüz nedir? ...

Tevfik Fikret

</div><span class="text_page_counter">Trang 7</span><div class="page_container" data-page="7">

<b>KONULARINA GÖRE ŞİİR TÜRLERİDidaktik Şiir: Bir düşünceyi </b>

aktarmak veya belli bir konuda öğüt, bilgi, ders vermek amacıyla öğretici nitelikte yazılan şiir türüdür. Didaktik kelimesi Yunanca öğretici anlamına gelen didaktios kelimesine

dayanmaktadr. Daha ỗok dinợ, ahlaki, felsefi, sosyal konularda yazılır. Manzum hikâyeler, fabllar didaktik özellik gösterir.

<i>ệrnek </i>

<i>Gửnỹlce dỹ bir yola, Bir gửnỹlce kap aỗ! Sen sen ol, verme mola, Senden kurtul, sana kaỗ! -Feyzi Halc </i>

<i>Topraktandır cümle beden Nefsini öldür ölmeden Böyle emretmiş Yaradan Sen kalemsin ben uỗ muyum? -Ak Veysel </i>

<b>Pastoral iir: Tabiat gỹzelliklerini, kr </b>

ve ỗoban hayatn anlatan iir tỹrỹdỹr. Pastoral kelimesi Latince ỗobanlara ilikin anlamna gelen pastoralis kelimesine dayanmaktadr. Pastoral şiir; süsten uzak, sade bir dille yazılır.

<i>Örnek </i>

<i>lkbahar geldi Anadolunun, Silifkede ỗiỗek aỗt nar imdi. Her taraf yeillendi Bolunun, Sultanda benek benek kar imdi. -Abdurrahim Karakoỗ </i>

<i>Uỗun kular uỗun doduum yere; imdi dalarnda mor sỹnbỹl vardr. Ormanlar koynunda bir serin dere, Dikenler iỗinde sar gỹl vardr. </i>

<i>-Rza Tevfik BÖLÜKBAŞI </i>

<b>a) İdil: doğrudan doğruya kır hayatının </b>

güzelliğini işleyen ksa pastoral

<b>iirlere idil denir. </b>

<b>b) Eglog: Birkaỗ ỗobann ak, kır hayatı </b>

vb. üzerine karşılıklı konuşması yoluyla yazılan şiirlerdir.

<b> Dramatik şiir </b>

Manzum tiyatro yapıtlarındaki şiirlerdir. Eski Yunan edebiyatında dramatik ürünler (tiyatro eserleri) manzum olarak yazılırdı. Yani dramatik şiir, bugünkü tiyatro sanatının yerini tutmaktayd. Daha

<b>ỗok tiyatro tỹrlerinden </b>

<b>olan tragedya metinlerinde kullanlr. </b>

Bu yüzden acıklı olayları dile getiren şiirlere dramatik şiir demek de mümkün.

<i>Sala verilirken kalktık kahveden, Cumaydı, yılın en beklemi gỹnỹ, Yemeni gibi ỹstỹnde tabutun, Gửlge veren aaỗsz bir gökyüzü. Kızın babası yanımızda, boyu uzun, Zayıf, ağzında mırıltılar. </i>

<i><small>Mustafa Şahin EDEBİYAT</small>Vurulmuşum, </i>

<i>Dağların kuytuluk bir boğazında Vakitlerden bir sabah namazında Vurulmuşum, yatarım kanlı, upuzun </i>

<b>6-Edebi sanatlar (söz sanatları)</b>

<b>1) TEBH (BENZETME) </b>

Sửzỹ daha etkili duruma getirmek iỗin aralarnda ilgi bulunan iki unsurdan gỹỗsỹz olan gỹỗlỹ olana benzetmektir. Benzetmede dört unsur bulunur:

a) Benzeyen b) Benzetilen c) Benzetme nü d) Benzetme Edatı

<i>Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi. </i>

<i>Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gỹlỹcỹkler saỗyordu. Topraa diz vuruu da gibi zeybein </i>

<i>Binalar kale gibi olduundan iỗeri girilemiyordu. Kim bu cennet vatann uruna olmaz ki feda? </i>

<b>Yalın Benzetme (Teşbih-i beliğ) </b>

<i>Sadece temel ögelerle (benzeyen, kendisine benzetilen) yaplan benzetmelere denir. </i>

<i><b> Selviler iỗinde bir alev Emirsultan </b></i>

<b>2) İSTİARE (EĞRETİLEME) </b>

Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnzca biri kullanlarak yaplr.

<b>a) Aỗk İstiare: Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir. b) Kapalı İstiare: Benzetilenin bulunmayıp yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir. </b>

<i><b>Bir hilal uğruna ya rab ne gỹneler batyor. (A.) Ay, altn aaỗlardan yere damlyordu.(K.) </b></i>

<i><b>ĩlkemizde ỹniversiteden mezun olmu pek ỗok fidan artk i de bulamıyor.(A.İ) Bahar gelince bir ağızdan şarkılar söyler kuşlar.(K.İ) </b></i>

<i><b>NOT: Teşhis ve intak olan her yerde kapalı istiare vardır. </b></i>

<b>3) KİNAYE </b>

Bir sửzỹ hem gerỗek hem de mecaz anlamda kullanmaktr. Uyar: Kinayede daha ỗok mecaz anlam kastedilir.

<i>Mum dibine k vermez. </i>

<i>Taşıma su ile değirmen dönmez. </i>

<i>Seydi Fakıllı köyünde kadınlar su ỗeker gayya kuyusundan Uyan Anadolu'm uyan ửlỹm uykusundan </i>

</div><span class="text_page_counter">Trang 8</span><div class="page_container" data-page="8">

<i><b>4) MECAZ I MÜRSEL (AD AKTARMASI) </b></i>

Benzetme amaỗ gỹdỹlmeden bir sửzỹn ilgili olduu baka bir sửz yerine kullanlmasdr. a) Bỹtỹn - parỗa / parỗa - bütün ilişkisi:Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor. b) Sanatỗ - yapt ilikisi: Bu yaz elinden hiỗ dỹỹrmedi Ouz Atay'

c) ỗ - d ilikisi: ầok ackm olmalı iki tabak yedi hala doymadı. d) Yön - ülke ilişkisi: Batı'nın uygarlık maskesi düştü.

e) Yer - olay ilikisi:Malazgirt, Anadolu'nun kaplarn bizlere aỗt. -Susurluk hala silinmedi hafızalardan. f) Yer - yönetim ilişkisi: Atina, Avrupa Birliği'nin ekonomik desteği ile

g) Yer - insan ilişkisi: Dün gece İstanbul yeniden sokağa döküldü.

<b>5) TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME) </b>

İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan özelliği kazandırmaktır. Her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare vardır.

<i>Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda Geriniyordu bir eski duvarn svasnda. O ỗay ar akar, yorgun mu bilmem, Mehtab hasta m, solgun mu bilmem. Aheste ỗek kỹrekleri mehtap uyanmasın, </i>

<b>6) İNTAK (KONUŞTURMA) </b>

İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır. Her intak sanatında teşhis sanatı vardır; ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.

<i>Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin? Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince: Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince. Dal bir gỹn dedi ki tomurcuuna: ỗimde kanayan yara gibisin. Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim, </i>

<i>Minicik gövdeme yüklü Kafdağı. </i>

<b>7) TECAHĩL ARF (BLMEZDEN GELME) </b>

Anlam incelii oluturmak iỗin herkesỗe bilinen bir gerỗei bilmiyormu gibi aktarmaldr.

<i>akaklarma kar m yad ne var? Benim mi Allahm bu ỗizgili yỹz. Acaba ot gibi yerden mi bittim Acaba denizlerde mi şaşırdım Ve zamanı nasıl unutmaktayım </i>

<b>8)HÜSNÜ TA’LİL (GÜZEL SEBEBE BALAMA) </b>

Sebebi bilinen bir olayn meydana geliini, gerỗek sebebinin dnda baka, gỹzel bir nedene balamadr.

<i>Gỹl bahỗesi sevgiliden haber geldii iỗin Sỹslendi ve gỹzel kokular sỹrỹndỹ. </i>

<i>Yoksun diye bahỗemde ỗiỗekler aỗmyor bak. Senin o gỹl yỹzỹnỹ gửrmek iỗin </i>

<i>Sana gỹne bakmak iỗin douyor. </i>

<i>ệlỹm, gỹzel ey; budur perde ardndan haber Hiỗ gỹzel olmasayd ửlỹr mỹydỹ peygamber </i>

<small>Kaynak:derskonum.com Hazırlayan: Mustafa Şahin Edebiyat</small>

</div><span class="text_page_counter">Trang 9</span><div class="page_container" data-page="9">

<b>9) MĩBALAA (ABARTMA) </b>

Sửzỹn etkisini gỹỗlendirmek iỗin bir eyi olduundan daha ỗok ya da olduundan daha az göstermektir.

<i>Manda yuva yapmış söğüt dalına, Yavrusunu sinek kapmış. </i>

<i>Ben sevdalar ỗửlỹyỹm Keder minhet gửlỹyỹm Yaayan bir ửlỹyỹm Kerem et, sağla beni </i>

<i>Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı. </i>

<i>Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın. </i>

<b>10) TEZAT (KARŞITLIK) </b>

Aralarında ilgiden dolayı, birbirine zıt kavramları bir arada kullanmaktır.

<i>Ağlarım hatra geldikỗe gỹlỹtỹklerimiz. Neden bửyle dỹman gửrỹnỹrsỹnỹz, Yllar yl dost bildiim aynalar? ỗimde kar donar, buzlar tutuur, Yaan ate midir, kar mdr bilmem. Her zaman genỗ gửzlerinde gỹlỹyor u kocamış ve yorgun İstanbul Gülmek ol, goncaya münasiptir, Ağlamak bu, dil i hazine gerek. </i>

<b>11) TEVRİYE (AMACI GİZLEME) </b>

İki değişik anlamı olan bir sözcüğün bir dize ya da beyitte iki anlamının da kullanılmasıdır.

<i>Tahir Efendi bize kelp demiş (Tahir: özel ad) İltifatı bu sözde zahirdir </i>

<i>Maliki mezhebim benim zira </i>

<i>tikadmca kelp Tahirdir. (Tahir: temiz ,arnm) Bu kadar letafet ỗỹnkỹ sende var, </i>

<i>Beyaz gerdanında bir de ben gerek. O güzel yüzün benli de, </i>

<i>Göğsün niye bensiz? , </i>

<i>Soluyor dallarda gül dertli dertli. Şu köpek leşi de şurda fuzuli, O kadar iỗerlediysen tut kỗndan Vur yere de ỗksn iỗindeki ruhi.</i>

<b>12) TELMH (HATIRLATMA) </b>

Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.

<i>Vefasız Aslıya yol gösteren bu, Keremin sazına cevap veren bu. </i>

<i>Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi. Ekmek Leyla oldu bire dostlarım, </i>

<i>Mecnun olup ardı sıra giderim. </i>

<i>Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. </i>

<small>Kaynak:derskonum.com Hazırlayan: Mustafa Şahin Edebiyat</small>

</div><span class="text_page_counter">Trang 10</span><div class="page_container" data-page="10">

<b>13) TARİZ (TAŞ ATMA) </b>

Bir kişiyi iğneleme, bir konuyla alay etme veya sözün tam tersini kastetmedir.

<i>Müftü Efendi bize kâfir demiş. Tutalım ben ona diyem mỹselman. Lakin varldktan ruz mahere, kimiz ỗkarz orda yalan. </i>

<i>Bir nasihatm var zamana uygun, Tut sửzỹmỹ yattkỗa yat uyuma, Meşhur bir kelamdır sen kazan sen ye, Şu kavga bitse dersin </i>

<i>Acıkmasam dersin Yorulmasam dersin Çişim gelmese dersin Uykum gelemese dersin Ölem desene! </i>

<b>14) TEKRİR </b>

Anlatm gỹỗlendirmek iỗin bir sửzỹ sk sk tekrar etmektir.

<i>Beni bende demen, ben değilim, Bir ben vardır, bende benden öte. Söz ola kese savaşı, </i>

<i>Söz ola kestire başı, Söz ola oğlu aşı, Yağ ile bal ede bir söz. Ben güzele güzel demem, Güzel benim olmayınca. </i>

<i>Gece midir insanı </i>

<i>Deli eder insanı bu dünya, Bu gece, bu yıldızlar, bu koku, Bu tepeden trnaa ỗiỗek aỗm aaỗ. Artk demir almak gỹnỹ gelmise zamandan, Meỗhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Arm, balm, peteim, </i>

<i>Gỹlỹm, dalm, ỗiỗeim, Bilsem ki ửleceim, Yine seni seveceim, </i>

<i>Kentleri ve kasabalar ve kửyleri ỗevirdik senin adna Kapıları tutmaktan artık herkesin nasır oldu elleri Bu akşam ışık olduk, renk olduk, ses olduk, Yeniden kışla olduk, asker olduk, tüfek olduk. </i>

<b>16) LEFF Ü NEŞR (SIRALI AÇIKLAMA) </b>

Bir dizede iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede onlarla ilgili aỗklama yapmaktr.

<i>Baklarn frtna, Duruun durgun su, Biri alabora eder, Biri boğar. </i>

<i>Gönlümde ateştin, gözümde yaştın, Ne diye tutuştun, ne diye taştın. Ben bir sedefim, sen nisan bulutu, Ver damlaları, al yuvarlak inciyi. </i>

<i>Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın Sesini duyan olur, sana göz koyan olur Gönlümde ateştin gözümde yaştın Ne diye tutuştun, ne diye taştın </i>

</div>

×